bugün

entry'ler (1192)

ben

bence rahmetlinin* en güzel şarkısıdır.

1-http://www.youtube.com/watch?v=Dq47lkf7KHs
http://www.youtube.com/watch?v=xHFbzDEHVkM
http://www.youtube.com/watch?v=R-Hl7yyo54w

the 100

son bölümü ile ortalardaki durağanlığı, mantık hatalarını, sıkıcı yanlarını külliyen kotarıp enfes bir yerde bitirdiler. umarım ikinci sezon gelir ve çok daha iyi bir senaryo ile izletir.

witches of east end

2. sezon fragmanı yayınlanan dizi; http://www.youtube.com/watch?v=-_M_91oA-Cc

outlander

16 bölüm için onay almış, starz'ın yeni tarihi/dram dizisi.

http://www.imdb.com/title/tt3006802/
fragman: http://www.youtube.com/watch?v=YnaqypyJDHs

under the dome

2. sezonun fragmanı gelmiştir; http://www.youtube.com/watch?v=p7RAxxGCWzw

karanfil sokağı

zannımca ahmed arif'in en güzel şiiridir; http://www.youtube.com/watch?v=VlOFYS3QbWY

hemlock grove

2. sezon 1. bölüm için trailer'ı gelmiştir; http://www.youtube.com/watch?v=9QQf76UcqDo

haggard

bunların yaptığı müzikse ben şimdiye dek ne dinledim sorgusuna düşebilirsiniz çünkü evrensel olan müziğin olağanüstü tınıları bu grubun müziğinde eşsiz bir harmanla büyülenmenizi sağlar.

küçümseme

(bkz: istihfaf)

kız çocuğu

zülfü livaneli bestesiyle sevingül bahadır'ın içli yorumuyla nazım şiiri; http://www.youtube.com/watch?v=-ealb8PGDnE

köpeklere fısıldayan adam

(bkz: the dog whisperer)

upuzun saçlarını kısacık kestiren kız

mecbur kalmışsa ve üzerinden yıllar geçip bir daha o uzunluğa kadar uzatamamışsa üzüntüsü çokça katmerlenen kızdır.

cellabiye

daha çok arapların giydiği elbise.

yağmur yağarken yapılabilecekler

havaların yağışlı seyrettiği şu zamanlarda sıkça görülen/görülecek aktiviteler. en güzeli, rüzgâr yoksa yağmuru seyretmek, gece vakti ise, film seyretmek ve elbette yağan yağmur sıcak bir yaz gününe aitse ıslanmak olur. bir de şunlar var tabi;
(bkz: yağmur yağarken doğan çocuğun adını yağmur koymak)
(bkz: yağmur yağarken içinde yağmur olan şarkı dinlemek)
(bkz: yağmur yağarken yağmur yağmasına şaşırmak)
(bkz: yağmur yağarken yağmur suyu içmek)
(bkz: yağmur yağarken yağmur duasına çıkmak)
(bkz: yağmur yağarken öpüşmek)
(bkz: yağmur yağarken sevişmek)
(bkz: yağmur yağarken savaşmak)
(bkz: yağmur yağarken yüzmek)
(bkz: yağmur yağarken yalnızlık)
(bkz: yağmur yağarken gülmek)
(bkz: yağmur yağarken cop yemek)
(bkz: yağmur yağarken çalışmak)
(bkz: yağmur yağarken işemek)
(bkz: yağmur yağarken ıslanamamak)
(bkz: yağmur yağarken işe gitmek)
(bkz: yağmur yağarken ağlamak)
(bkz: yağmur yağarken çiçek sulamak)
(bkz: yağmur yağarken bilerek ıslanmak)
(bkz: yağmur yağarken kar topu oynamak)
(bkz: gündüz yağmur yağarken sevişmek)
(bkz: yağmur yağarken altına işemek)
(bkz: yağmur yağarken arabada oturmak)
(bkz: yağmur yağarken banyo yapmak)
(bkz: yağmur yağarken entry girmek)
(bkz: yağmur yağarken kafayı eğip hızlıca yürümek)
(bkz: yağmur yağarken kahve eşliğinde galeta yemek)
(bkz: yağmur yağarken kahve içmek)
(bkz: yağmur yağarken kitap okumak)
(bkz: yağmur yağarken kumsalda yürümek)
(bkz: yağmur yağarken kedileri eve almak)
(bkz: yağmur yağarken başı öne eğmek)
(bkz: yağmur yağarken çaktırmadan ağlamak)
(bkz: yağmur yağarken çatıda oturmak)
(bkz: yağmur yağarken çiğ köfte almaya çıkmak)
(bkz: yağmur yağarken çimleri sulamak)
(bkz: yağmur yağarken çıplak ayakla toprağa basmak)
(bkz: yağmur yağarken çırılçıplak denize girmek)
(bkz: yağmur yağarken dağa tırmanmak)
(bkz: yağmur yağarken dağda kamp yapmak)
(bkz: yağmur yağarken denize girmek)
(bkz: yağmur yağarken ders çalışmak)
(bkz: yağmur yağarken duş alıp uyumak)
(bkz: yağmur yağarken dışarıya bir tencere koymak)
(bkz: yağmur yağarken gökyüzüne bakmak)
(bkz: yağmur yağarken gölü seyretmek)
(bkz: yağmur yağarken halı saha maçı yapmak)
(bkz: yağmur yağarken huzur bulmak)
(bkz: yağmur yağarken ıslanmamak için eğilmek)
(bkz: yağmur yağarken içeriyi seyretmek)
(bkz: yağmur yağarken keyif yapmak)
(bkz: yağmur yağarken listen to the rain dinlemek)
(bkz: yağmur yağarken pencereden bakmak)
(bkz: yağmur yağarken pencereden el uzatmak)
(bkz: yağmur yağarken radyo programı sunmak)
(bkz: yağmur yağarken sevgiliyi düşünmek)
(bkz: yağmur yağarken sokakta kahkahalarla koşmak)
(bkz: yağmur yağarken sıcak odada dondurma yemek)
(bkz: yağmur yağarken şarkı söyleyerek yürümek)
(bkz: yağmur yağarken tarla sulamak)
(bkz: yağmur yağarken tek başına yürüyüşe çıkmak)
(bkz: yağmur yağarken tenteden çıkan sesi özlemek)
(bkz: yağmur yağarken toprak kazmak)
(bkz: yağmur yağarken uykuya dalmak)
(bkz: yağmur yağarken yatağa uzanmak)

terk eden sevgilinin geri dönüp tekrar terk etmesi

(bkz: ironi was here)

ironi was here

(bkz: iwh)

crisis

7.8'lik imdb puanına rağmen iptal edilmiştir. bence yazık oldu.

en iyi tarkan şarkıları

(bkz: ölürüm sana)
(bkz: ikimizin yerine)
(bkz: beni anlama)

türkiye deki yobaz isimlerinin hızla çoğalması

yobaz denmesi ağır gelebilir ancak günümüz gençliği evlatlarına isim koyarken gerçekten ne anlama geldiğini bilmeden, sırf kur'an'da geçiyor diye, çünkü öyleki arapça bir yazı görsek kur'an/ayet zannediyoruz; manasız, saçma sapan isimler koyuyorlar. hepsi değil ancak çok büyük bir çoğunluk bu durumda, bakın etrafınıza, yeni jenerasyon akrabalarınızın/akrabalarımızın çocuklarına sırf hiç duyulmamış, kulağa hoş gelsin için, bu arapça olmak zorunda değil arkadaş, yabancı kökenli olsun, ülkede hiç duyulmamış olsun da isterse irlanda dilinde olsun, bunlara fark etmiyor. bir tanesi çocuğuna koyduğu ismin manasını hakkaniyetiyle bilmiyor. sonra da sokağa çıktıklarında aslan parçası türk kesiliyorlar.

gökanlam

sen buzul mavi, sen kaç yılın aynalı dolapları
kırılan bardakları elbiselerin ve çocukları
lekesiz gözleriyle ne kadar maviyse o kadar hiç konuşmadıkları
sen buzul, sen devamlı, sen...
yaklaş bana, kimse hiçbir yere dokunmasın
bana sessizlik et, düğümle saçlarımı
çözülsün bu kartopları, gece yanan fırınlar, içimin sayıları
akıt kanımı biraz, kimse hiçbir şey söylemesin
kimse artık hiçbir şey söylemesin
bana yalnızlık et, birleştir yalnızları
sen buzul, sen devamlı, sen…
sen kaç yılın aynalı dolapları

kim bilir neydi biraz bir yüzü dünyadan çıkardıkları
bir şeyi hiç sevmedikleri, sevince tekrarladıkları
yani bir yaşam gibi yaşattıkları ölümü, korunamadıkları
dökül artık, çözül artık ve akıt bütün kanları
büyüt en büyük şeyi
bize yalnızlık et, birleştir yalnızları
yeni bir kan ol, getir en yeni anlamları
bomboşuz, korkuyoruz da.. bunu anlatmak için şehirde
bayram vardı
öyküler vardı dergilerde, beyaz fareler, cansıkıntıları
bir gün ki şehir yandı, şimdi hiçbir şey anlatılmasın
artık hiçbir şey anlatılmasın
denilsin, soğumuş ceylanların ateşten dilleri kaldı.
sen kaldın, bir de sen ey buzul mavi
bizi bul, bizi yarat, bize güzellik et şimdi
bomboşuz, korkuyoruz da.. ve kemikleri bunlar gökyüzünün
altında öyle tedirgin ilk çocukları ölümün.

1962 senesinden trt'nin arşivinden gökanlam 3 şiirinin edip cansever'in kendi sesinden seslendirmesi için: http://www.youtube.com/watch?v=VyVeeV46dEI